Röportaj: Emre Özcan’la Parma Calcio

Underdog sayımızda Parma olmazsa olmazdı. Tardini‘ye uğradık ve 1990’ların özel takımını Emre Özcan‘la konuştuk.

1980’lerin ortasından baktığımızda Parma Serie C’de mücadele eden ve tarihinde hiç Serie A’da mücadele etmemiş bir kulüp. Parma’nın hikayesinin başlangıcı olarak Arrigo Sacchi’nin takımı Serie B’ye çıkarmasını mı, Nevio Scala’nın takımın başına geçmesini mi, yoksa Calisto Tanzi’nin kulübü satın almasını mı gösterirsin? 

Buna tek cevap vermek kolay değil. Aslında hepsi ama illa birini seçmek gerekiyorsa muhtemelen Arrigo Sacchi’nin hem Parma’da kendi yaptığı çıkış hem de kulübe yaptırdığı çıkış. Her şey onunla başladı, Avrupa futbolundaki kırılmalardan biri de onun İtalya Kupası’nda Milan’a yaptıklarından sonra oraya transfer olmasıyla gerçekleşti.

Scala’nın teknik direktörlüğünde yapı ve oyun merkezli bir transfer politikası varken İtalyan teknik adamın ayrılmasının ardından daha yıldız oyunculara yönelen bir Parma görüyoruz. Bu birbirine iki zıt politikanın esas sebebi nedir?

Aslında yıldız transferlere yönelme biraz Scala’yla başladı. Onun son döneminde 1995 yılında Hristo Stoichkov’un gelişi bu yönden milat noktalarından biridir. Barcelona’da son sezonu iyi geçirmeyen oyuncunun 10 milyon euro’luk transferi aslında futbol dışı nedenler de barındırır. Zira o dönem Parmalat, Doğu Avrupa’ya açılmıştır ve Stocihkov’u da bu konuda bir elçi olarak kullanmayı düşünürler. Ama oyuncu Parma’da da performans veremez sonrasında 3 milyon euro karşılığında Barcelona’ya geri döner. Kulüp İtalyan futbolunda daha çok söz sahibi oldukça doğal olarak para harcayarak en büyüklerle mücadele edebileceğini düşündü ve zaman zaman bunu başardıklarını da söylemek mümkün. 1999’daki muhtemelen en iyi Parma kadrosu da biraz böyle kurulmuştu.

‘’Efsane Parma’’ denildiğinde insanların aklına 1998/99 sezonunda mücadele eden Veron’lu, Cannavaro’lu, Crespo’lu kadro geliyor ama sen 1992/93 sezonunda mücadele eden takımın daha başarılı olduğunu düşündüğünü söylemiştin. 1992/93 Parma’yı 1998/99 Parma’nın önüne koyma sebebin ne?

Zirve lige çıktıktan sadece 2-3 sene sonra bir Avrupa Kupası kazanmaları. Çok özel bir kadro değildi ama başarıları çok çok özeldi.

Her şey onunla başladı…

Bu 10-15 yıllık süre boyunca Parma’nın turnuvalarda istikrarlı bir başarı kazanırken ligde hedeflenen şampiyonluğa bir türlü ulaşamadığını görüyoruz. Bu durumun sebebi Parma’nın taktiksel açıdan bir turnuva takımı olması mı yoksa Serie A’nın 1990’larda çıktığı seviye mi?

Muhtemelen ikincisi. 1990’lar İtalya Serie A’nın kendi tarihinde en rekabetçi olduğu dönemlerden biri. O dönem dünya futbolunun en büyük yıldızlarının büyük bölümü İtalya’da forma giyiyordu ve hepsi şampiyonluk mottosuyla sezona giriyordu. Sette Sorelle adı verilen Yedi Kızkardeşler tanımı da o dönemi zaten oldukça iyi vurguluyor. Parma ekonomik yönden iyi durumda olmasına rağmen dönemin büyük güçleriyle çekişebilecek bir kulüp değildi. Şehir olarak da, tarih olarak da büyük oyuncuları Parma’ya getirme yönünden çok şansı yoktu.

Sihirli bir değneğin olsa Parma’nın 1990’larda bir Serie A şampiyonluğu kazanmasını mı sağlarsın yoksa Parmalat skandalının hiç yaşanmamış olmasını mı?

Muhtemelen ikincisini tercih ederdim. Zira bu olmasa hala kuvvetli bir takım olarak hem bir tarih oluşturan hem de Serie A’da mücadelesini sürdüren bir kulüp olurlardı.

Parmalat krizi 2003 yılında Parma kulübünün sahibi olan şirketin Cayman Adaları birimi tarafından tutulan 4 milyar euro’luk bir banka hesabının var olmadığını söylemesiyle patlak verdi. Şirketin yıllardır karlarını ve satışlarını abarttığı ve çöküşün dünya çapında düzinelerce bankaya karşı dava açılmasına yol açtığı tespit edildi.*

Kaiserslautern ve Blackburn gibi 1990’larda birinci lige çıktığı gibi büyük başarılar yaşamış kulüpler var. Parma’nın mirasının bu takımlardan daha özel olma sebebi nedir?

Zirve lige çıktıktan sonra sadece 9 yıl içinde 4 tane Avrupa Kupası kazanmaları. Bunu başarabilen başka bir takım tarihte mevcut değil.

Ancelotti’nin takımın başında olduğu dönemde klasik 4-4-2 oynatması sebebiyle Roberto Baggio’nun transferini veto ettiği biliniyor. Hem Parma hem de Baggio hayranı bir futbol sever olarak bu birlikteliğin gerçekleşmemiş olması hakkında ne düşünüyorsun?

Beni en çok üzen konulardan biridir. Carlo Ancelotti’nin asıl veto nedeni onu taşıyacak bir sistem oluşturamayacağına inanması. Yoksa 4-4-2 Roberto Baggio’nun kariyeri boyunca düzenli katkı verdiği bir sistem.

Carlo Ancelotti’nin asıl veto nedeni onu taşıyacak bir sistem oluşturamayacağına inanması.

parma
Tardini Büfe’de biraz gezindiğimde karşıma Inno Parma’ya yaptığın övgüler çıktı. Çok iyi bir tribün bestesi olabileceğini yazmışsın. Senin Parma’ya sevdalandığın dönemde de takım stada Marcia Trionfale eşliğinde çıkıyordu. Maç içinde bütün stad tarafından Inno Parma’nın söylenmesini mi yoksa Parma maça çıkarken Marcia Trionfale’nin çalmasını mı tercih edersin?

Muhtemelen Marcia Trionfale. Eserin sahibi Giuseppe Verdi’nin Parma topraklarından çıkmış büyük bir sanatçı olması da buna faktör tabii ki.

Bir röportaj için İtalya’ya gittiğinde kısa süreliğine Parma’ya gitme fırsatın da olmuş. Şehri ve Ennio Tardini’yi gezerken yaşadığın ilginç bir anın var mı?

Elbette. Parma’ya gittiğimiz yaz kulübün ekonomik problemler nedeniyle Serie D’ye düşürüldüğü dönemdi. Hatta bu olaydan sadece birkaç hafta sonra oraya gitmiştim. İlk işim stada gitmek olmuştu ve Ennio Tardini’nin hayalet stat haline dönmesi pek iyi bir anı olmamıştı. Stadın hemen dışındaki eczanenin sahibinin söylediği olumsuz şeyler de. 

2000’lerin başındaki düşüşe kadar Parma’dan birçok yıldız oyuncu oynadı ve birçok teknik direktör takımı yönetti. Bu geniş havuz içinden en sevdiğin oyunculardan oluşan ilk 11’in nasıl olurdu ve takımın başına hangi teknik adamı koyardın? 

Takımın başına Arrigo Sacchi’yi koyardım.

    On Dört Numara’nın Underdog sayısını okumaya Sayı #2: Underdog‘dan devam edebilirsiniz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir